WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın

Dev bir “üst kat komşu” meselesi ve “sıçmak da yasak mı kurban” muhalefeti

Pandemi sürecinde intihar eden müzisyenlere…

Ortanın hafif solu olarak gülümsetip çerçeveleyebileceğimiz sosyal medya kullanıcılarının iki tipik davranışı vardır. Birincisi yeşil ışıkta bekleyen köpekleri çok sever, videolarını layka ve elbette tartışmaya boğarlar; ikincisi otobüse binen, markette sıra bekleyen Avrupalı üst düzey yönetici fotisi paylaşmaya bayılırlar! Burada bir çelişki göze çarpmaktaktadır. İlk örnekte dolaylı da olsa “devletin büyüklüğü” köpeğe dahi söz geçirmesinden geçerken ikinci örnekte “bireylerin eşitliği” yani devletin organize eden ve denetleyen vasfı yerine “adaletin tokmağı önünde kaynaşmış toplum” efsanesine dayalı kudreti ön plandadır. Çelişki gibi görünse de her iki örnek devletin ve makamların tartışılmaz üstünlüğünü esas alıyor. Yazıya buradan devam etmeyeceğim fakat bir çelişki var sahiden. Yaman bir çelişki… Doktriner bir sol kitlenin sosyal medyada “yasak gören masum şehirli”ye dönüşmesi dikkatimi çekiyor doğrusu. Özünde ne kadar düzen taraftarı olduğunu fark edemeyen bu kullanıcıların dizine vurulmadığında bile liberal refleksler sergilemesi ibretliktir diyebiliriz.

Eşitliği savunan bu kullanıcılar övdükleri vatandaşlık bilincini dahi bir kenara bırakıp “kullanıcılığı” sineye çekerler. Köpeği dahi kurallara uyduran zorbalık/kurallara bağlılık onları da korkak ve yoz kimselere çevirmiştir. Silivri’nin soğuk olduğunu hatırlayarak tweet atarlar mesela… Sınırlarını bilirler. Vatandaş değil kullanıcıdırlar, hesaptırlar. Hani account dedikleri! Zaten uyduruk temeller ile yükselen “sosyal medya demokrasi”sinin azıcık totaliter yönetimlerde bir çeşit account acziyetine dönmesi ise kaçınılmazdır. Bu acziyet ortanın solu muhaliflerini Silivri korkulu sosyal medyaya kapatırken yani orada bile kısıtlı bir özgürlük ile ifade bulurken toplum gerçeklerinden (yahut dönüşen toplumdan) izole halleri de kendi “doğru” çizgilerinde ısrar etmelerine yol açar.

“Ortanın hafif solu” sosyal medya kullanıcıları kırmızı ışıkta bekleyen köpek haberlerine hayrandır! bu karedeyse kırmızı ışığın yandığı köpeğimizin ise hareketine henüz başladığı görülüyor.

C.başkanı Erdoğan’ın “kusura bakmasınlar, kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yok” diyerek gece 12’den sonra müzik yayınını yasaklaması (mevcut yasağı ideolojik gerekçelerle sürdürmesi) bu kesimde “üst kat komşu” göndermesi ile karşılığını buldu. Müzikten rahatsız olan, apartmandaki çeşitli kültürlere saygı duymayan, dahası kendinden başkasına yaşam hakkı tanımayan bu üst kat komşu benzetmesinin boş bir muhalefet olduğunu görmek bu kadar güç mü? Bu ülkenin büyük bir kısmı “üst kat” değil mi? Pasif agresif cenneti/cehennemi’nde yaşamıyor muyuz? Biraz da dişleri sıka sıka “Ah şu koltukta ben oturacaktım ki” ile başlayıp doludizgin ilerleyen önerilerin iktidara gelindiği takdirde estirdiğini, estireceğini bilmiyor muyuz? Öyleyse bu türden bir muhalefetin yankı uyandırmayacağını, salt tespite yarayacağını söyleyebiliriz. Yeri gelmişken muhalefetin ilk açmazının da ha bire tespit yapmak ve yapılan tespitlere parmak basmak olduğunu belirtelim. Tespit muhalefeti… Bir tür mühür muhalefeti… Geçersiz cinsinden! “Kindar ve dindar nesil yetiştireceğiz” söylemi ile zaten seneler önce buzdolabına asılan bir “yapılacaklar listesi”ni “üst kat komşu” seviyesine indirmek ve etimizin gıdım gıdım koparıldığını yok saymak her şeyden evvel bir ciddiyet kaybı anlamına geliyor yahut savaştan kaçmak… Açıkça ifade edilen politik kinin karşısına çıkamayanlar fırsat bu fırsat deyip üst kat komşularına laf çakmakla tatmin oluyorlar! Bu doğrusu çetin bir açmazdır ve mecranın (sosyal medyanın) erişim izni verdiği görüşten ziyade liberal üst çizgisine hizmet etmektedir.

Kibar Feyzo filminde Feyzo aynı tarlada çalıştığı karısına bakmak isteyince Ağanın has adamı tarafından durdurulur: “Bakmak yasak!” Feyzo “sıçmak da yasak mı kurban” diye cevap verse de feodal rejimlerde çare tükenmediği için rüşvet verip doya doya bakar sevdiceğine!

Account muhalefeti isyanda: “Sıçmak da yasak mı kurbanya da “yeter kendimizi kesicez artık!”

İkinci açmazın da mecranın pasifize eden doğasından şekillendiği anlaşılıyor. Ben bu tavra en cılızından en ses getiren hashtag çalışmasına değin “sıçmak da yasak mı kurban” muhalefeti demek istiyorum! Alaycı, yenilgiyi kabullenmiş hatta yenilgisinden haz duyan (o malum sözü geçirmeyeyim ama ister istemez çağrışım yapıyor) bir muhalefet bu… Yıllarca ana muhalefet partisine dönük “muhalefet etmek için varlar” yargısının esas muhatabı… Tek bir farkla… Bu kesim muhalefet etmek için dahi yok, yalnızca söyleniyor. Hani Kibar Feyzo filminde köyden kovulmak için her yolu denediği halde ağanın cezalandırıp çift sürmeye koştuğu Feyzo (Kemal Sunal) tarlada çalışırken ağanın has adamına (İlyas Salman) “sıçmak da yasak mı kurban” diye soruyor ya… O hesap… Her şey art arda yasaklanıyor ama bizim muhalefet “sıçmak da yasak mı kurban” diyor. Aslında bu noktaya gelinmesinin şöyle güzel bir tarafı var. Siz sosyal medyada ne savunursanız savunun, niyetinizden ve savunduğunuz şeyden öteye, liberal bir çizgiye savruluyorsunuz ve tam da bu yüzden “sıçmak yasak değil kurban, çatır çatır sıçacağız” diyen solcu ile ironik soruyu soran ortanın hafif solcusu aynılaşıyor. Oysa devletin cevabı dünden hazır! Ne diyordu Salman “yok, sıçmak yasak değil” Doğru, sıçmak yasak değil. Henüz yani! Ama bu kafayla devam edersek ağzımıza salıncak kurmaları da maalesef mümkün…

Salıncak ihalesine girmek için başvurmuş bazı girişimcilerimiz

Tespitle yürüyen peynir gemilerini yakmakBir daha tespit yapamayalım diye…

Peki ne yapılabilir? Tespitle peynir gemisi yürür mü? Yahut soruyu şöyle sorabiliriz: Kültürel açıdan iktidarda mıyız? Sürekli “kültürel iktidar bizde, söylem üstünlüğü bizde. Sağ sol penaltı gol” demenin kime ne faydası olacak? Bir kere sağın sahasında oynadığımız gerçeğini yabana atamayız. Yani mesele üst kat komşu meselesi değil, dev bir apartman meselesi… Bu apartmanda azınlığız. Bunu “coğrafya kaderdir” pasifizmi veya  “bu ülke düzelmez” pesimizmiyle falan söylemiyorum. Olayımız tespitse ya şimdi yapmalı ya sonsuza kadar susmalıyız! İşin şakası bir yana “üst kat komşu bizden rahatsız oluyor” dediğimizde bizi sadece bizim gibi üst kat komşularından rahatsız olanlar duyuyor. Yani azınlığa sesleniyoruz. Bu noktada öne sürdüğüm görüşe “gücümüzü küçümsüyorsun” gibi bir eleştiri gelebilir. Öyle ya “yüzde elliyiz en az…” Ama sahiden öyle miyiz? Muhalefetin önemli bir kesimi, hani sayısal tahminde bulunursak en az üçte biri üst kat komşu kümesine dahil edilemez mi mesela? Üst kat komşu’dan sağı kastediyoruz aslında ve sağın içimizde de olduğunu, en çok orada olduğunu unutuyor, unutmak istiyoruz. Üst kattan bahis açtığımızda kendi cephemize bile seslenemiyoruz. Karşıtın tamamen konsolide olduğu (olmak zorunda kaldığı) bir süreçte zihinsel ayrılığımızı körüklüyoruz. Ne yani sağcılaşalım mı? Ne münasebet! Ama konforumuzu bozup daha nitelikli söylemlere başvurmamız gerekiyor. Tespitle peynir gemisi yürümüyor ve kuşkusuz apartman toplantısı yaklaşıyor!

Not: Bu yazıyı pandemi yasakları kalkmadan evvel yazmıştım, şimdi yayınlıyorum. Gündem o kadar hızlı değişti ki değişmekte ki yazının güncel bir tarafı yok açıkçası. Zaten şu dönemde yazılan herhangi bir yazının güncel olma ihtimali bulunmuyor. Yangınlar, seller, göçmen sorunu, yağma, nitelikli yağma derken “12’den sonra müzik yasağı”nı kimse hatırlamıyor bile. Öyle ya artık Almanya yenilince değil mesela Amerikan destekli Afganistan yenilince falan yeniliyoruz! Taliban kazanınca biz de yeni sorunlar kazanıyoruz!

Haydar Ali Albayrak

Reklam

Saçını Tarayanların Tarağı tarafından yayımlandı

Mahalle yanarken gözünü ekrandan, beyaz perdeden ayırmayanların sesi ve karbonmonoksit sinmiş soluğu... Televizyon, sinema, online platform... Gösteri dünyasının çeşitli mecralarında yayınlanan her türden film ve dizi hakkında eleştiri, inceleme... (Admin sinefil değildir)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: