Onur Ünlü’nün çıkıntılığına “çiğlik” diyemiyoruz, “delilik” diyemiyoruz. Eh, ne diyelim? En azından geride bıraktığımız çağ bir çeşit “sanatta şakalar çağı”na dönüştü. İşin garibi şakanın saçmanın bünyesinde erimesi, ona karışıp renk katması beklenirken tam tersi oldu ve saçma ağırlığını büsbütün yitirerek böylesi sulu şakalara alet edildi.